itiraz etmek

Meanings of "itiraz etmek" in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	itiraz etmek	object to v.
Needless to say, it was to be expected that some states would object to this Court. Söylemeye gerek yok ki bazı eyaletlerin bu Mahkemeye itiraz etmesi bekleniyordu. More Sentences
2	Common Usage	itiraz etmek	object v.
As soon as we in this Parliament object, those objections have to be taken into consideration. Biz bu Parlamento'da itiraz ettiğimiz anda, bu itirazlar dikkate alınmak zorundadır. More Sentences
General
3	General	itiraz etmek	take issue with v.
I would just take issue with him on one point. Ben sadece bir noktada kendisine itiraz ediyorum. More Sentences
4	General	itiraz etmek	argue v.
I can't really argue with that. Buna gerçekten itiraz edemem. More Sentences
5	General	itiraz etmek	contest v.
I wish to contest their admissibility on a purely legal basis. Bunların kabul edilebilirliğine tamamen hukuki bir temelde itiraz etmek istiyorum. More Sentences
6	General	itiraz etmek	dispute v.
I can't dispute the fact that it is impossible to find a perfect partner. Mükemmel bir eş bulmanın mümkün olmadığı gerçeğine itiraz edecek değilim. More Sentences
7	General	itiraz etmek	object to v.
That is something the Commission objects to. Bu, Komisyon'un itiraz ettiği bir husustur. More Sentences
8	General	itiraz etmek	take exception to v.
He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him. O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor. More Sentences
9	General	itiraz etmek	protest v.
Every time I protest, I am told that this is exceptional. Ne zaman itiraz etsem, bana bunun istisnai bir durum olduğu söyleniyor. More Sentences
10	General	itiraz etmek	oppose v.
The US is opposed to the UN commission of inquiry on Israel for Gaza rule. ABD, Gazze yönetimi konusunda İsrail'in soruşturulmasına yönelik BM komisyonuna itiraz etti. More Sentences
11	General	itiraz etmek	object v.
I shall speak in the form of a question, so that the presidency will not object, with good reason, as it always does. Başkanlığın her zaman yaptığı gibi haklı olarak itiraz etmemesi için soru şeklinde konuşacağım. More Sentences
12	General	itiraz etmek	dispute v.
No one will dispute the fact that it may be abused. Kimse bunun suistimal edilebileceği gerçeğine itiraz etmeyecektir. More Sentences
Law
13	Law	itiraz etmek	challenge v.
Yet never once did anyone challenge our ongoing assessment. Ancak hiç kimse devam eden değerlendirmemize itiraz etmedi. More Sentences
14	Law	itiraz etmek	challenge v.
And in a democracy, Parliament should be able to challenge the content. Ve bir demokraside, Parlamento içeriğe itiraz edebilmelidir. More Sentences
15	Law	itiraz etmek	contest v.
The Irish Government contested this financial rectification in so-called mediation negotiations. İrlanda Hükümeti sözde arabuluculuk müzakerelerinde bu mali düzeltmeye itiraz etmiştir. More Sentences
16	Law	itiraz etmek	object v.
Otherwise we should be denied the power to object, which I could quite understand. Aksi takdirde itiraz etme yetkimizin reddedilmesi gerekir ki bunu gayet iyi anlayabilirim. More Sentences
17	Law	itiraz etmek	oppose v.
I opposed the plan. Plana itiraz ettim. More Sentences
Technical
18	Technical	itiraz etmek	object v.
There is one point in his approach to which I object. Yaklaşımında itiraz ettiğim bir nokta var. More Sentences
General
19	General	itiraz etmek	remonstrate v.
20	General	itiraz etmek	gainsay v.
21	General	itiraz etmek	take objection to v.
22	General	itiraz etmek	interpose v.
23	General	itiraz etmek	controvert v.
24	General	itiraz etmek	protest against v.
25	General	itiraz etmek	deprecate v.
26	General	itiraz etmek	raise an objection v.
27	General	itiraz etmek	blow the whistle on v.
28	General	itiraz etmek	buck v.
29	General	itiraz etmek	mind v.
30	General	itiraz etmek	demur v.
31	General	itiraz etmek	cavil at v.
32	General	itiraz etmek	raise an objection to v.
33	General	itiraz etmek	except v.
34	General	itiraz etmek	expostulate v.
35	General	itiraz etmek	make an objection to v.
36	General	itiraz etmek	contravene v.
37	General	itiraz etmek	lodge an appeal v.
38	General	itiraz etmek	take exception v.
39	General	itiraz etmek	argue against something v.
40	General	itiraz etmek	say no v.
41	General	itiraz etmek	againsay v.
42	General	itiraz etmek	refragate v.
43	General	itiraz etmek	withsay v.
44	General	itiraz etmek	boggle v.
45	General	itiraz etmek	gib v.
46	General	itiraz etmek	rummish [obsolete] [scotland] v.
47	General	itiraz etmek	coy v.
48	General	itiraz etmek	contrair [scotland] v.
49	General	itiraz etmek	spute v.
Phrasals
50	Phrasals	itiraz etmek	word it v.
51	Phrasals	itiraz etmek	pinch at v.
52	Phrasals	itiraz etmek	push back v.
Idioms
53	Idioms	itiraz etmek	take exception to v.
Law
54	Law	itiraz etmek	controvert v.
55	Law	itiraz etmek	file an appeal v.
56	Law	itiraz etmek	bar v.
57	Law	itiraz etmek	impeach v.
58	Law	itiraz etmek	enter a plea v.
59	Law	itiraz etmek	obtest v.
60	Law	itiraz etmek	reclaim v.
61	Law	itiraz etmek	remonstrate v.
62	Law	itiraz etmek	demur v.

Meanings of "itiraz etmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	nafile itiraz etmek	kick against the pricks v.
2	General	karara itiraz etmek	challenge the decision v.
3	General	şiddetle itiraz etmek	kick up a stink v.
4	General	karara itiraz etmek	object to the decision v.
5	General	sonuca itiraz etmek	challenge the result v.
6	General	seçim sonucuna itiraz etmek	contest an election v.
7	General	üst makamdan birine itiraz etmek	go over the head of a person v.
8	General	yersiz itiraz etmek	chicane v.
9	General	yeniden itiraz etmek	reobject v.
10	General	mızmızlanarak itiraz etmek	fret v.
Phrasals
11	Phrasals	'-e itiraz etmek	clamor against n.
12	Phrasals	(bir şeye) itiraz etmek	clamor against (something) v.
13	Phrasals	görüşüne, sözüne vs. itiraz etmek	challenge (one) on (something) v.
14	Phrasals	görüşüne, sözüne itiraz etmek	challenge someone on something v.
15	Phrasals	(birine veya bir şeye) itiraz etmek	protest about (someone or something) v.
16	Phrasals	(birine veya bir şeye) itiraz etmek	and protest against (someone or something) v.
17	Phrasals	birşeye itiraz etmek	demur at something v.
18	Phrasals	'-e itiraz etmek	kick about v.
19	Phrasals	bir şeye itiraz etmek	argue with something v.
20	Phrasals	'-e itiraz etmek	argue with v.
21	Phrasals	bir şeye itiraz etmek	balk at something v.
22	Phrasals	(birine bir konuda) itiraz etmek	call (one) on (something) v.
23	Phrasals	görüşüne, sözüne itiraz etmek	challenge on v.
24	Phrasals	-e itiraz etmek	demur at v.
25	Phrasals	(birine/bir şeye) itiraz etmek	object to (someone or something) v.
26	Phrasals	-e itiraz etmek	protest about v.
27	Phrasals	(bir şeye) itiraz etmek	quarrel with (something) v.
Idioms
28	Idioms	mevcut duruma itiraz etmek	challenge the status quo v.
29	Idioms	boşuna itiraz etmek	bark at the moon v.
30	Idioms	boşuna itiraz etmek	bay at the moon v.
31	Idioms	boşuna itiraz etmek	howl at the moon v.
32	Idioms	(bir şeyi) sorgulamadan/itiraz etmeden doğru olarak kabul etmek	take (something) for gospel v.
33	Idioms	(birine) itiraz etmek	take (someone) to the mat v.
34	Idioms	birine/bir şeye itiraz etmek	take somebody/something to the mat [us] v.
35	Idioms	şiddetle itiraz etmek	kick like a mule v.
36	Idioms	bangır bangır itiraz etmek	kick like a mule v.
37	Idioms	şiddetle itiraz etmek	kick like a steer v.
38	Idioms	bangır bangır itiraz etmek	kick like a steer v.
39	Idioms	(birine/bir şeye) itiraz etmek	raise a voice against (someone or something) v.
40	Idioms	(birine/bir şeye) itiraz etmek	raise one's voice against (someone or something) v.
41	Idioms	(birine/bir şeye) itiraz etmek	aise an objection (to someone or something) v.
42	Idioms	-e itiraz etmek	raise voice against v.
43	Idioms	(bir şeye) itiraz etmek	take exception to (something) v.
44	Idioms	(birine/bir şeye) itiraz etmek	take issue with (someone or something) v.
Trade/Economic
45	Trade/Economic	iflas davasına müdahale ve itiraz etmek	intervenes in and contests the bankruptcy v.
46	Trade/Economic	iyi niyetle itiraz etmek	contest in good faith v.
Law
47	Law	derhal itiraz etmek	object forthwith v.
48	Law	karara itiraz etmek	make objection against a court decision v.
49	Law	yeminli olarak itiraz etmek	forswear v.
50	Law	davaya itiraz etmek	demur v.
51	Law	(başvuru, itiraz vb.) kabul etmek	validate v.
Religious
52	Religious	papaz yönetimindeki bölgelerde bir evliliğe kilisede itiraz etmek	forbid the banns v.
Sport
53	Sport	hakemin kararına itiraz etmek	appeal v.